21 Temmuz 2008 Pazartesi

Babalar ve çocuklar

Evlatlar açısından babalık üç döneme ayrılır:
İlki "Benim babam gibisi yok" dönemidir.Babamızın her şeyi bildiğini, herkesi yenebildiğini, her engeli aşabildiğini düşünür, buna yürekten inanırız.
İkinci dönem biraz daha büyüyüp, başkalarının babalarıyla tanıştığımız ve kendimizinkiyle kıyasladığımız dönemdir:"Falancanın babası oğluna şunu almış", "Filanca kızına şöyle davranmış" diye yakınır çocuklar...
Üçüncü dönem "Eksiği, fazlası vardı, ama çok iyi adamdı" dönemidir.

Bu cümleyi genellikle bir pişmanlık ifadesi izler:"Keşke hayatta olsaydı da boynuna sarılabilseydim, akıl danışabilseydim."

* * *

Babalar açısından evlatla ilişkiler de üç döneme ayrılabilir:
İlki "Yavruma canım feda" dönemidir. Her baba, bebeğini ilk kucağına aldığında avucunu dolduran sıcaklığı başka hiçbir sevginin yaratamayacağına inanır. Artık çocuğu için yaşayacaktır.
İkinci dönem "Hiç vaktim yok ki" dönemidir. Bebeklik devrinin tatlı neşesi yerini uykusuz gecelere, dur durak bilmez bir ilgi talebine bırakır ve baba yeniden işlerine gömülür. Ömrünü adamaya söz verdiği evlatla akşam sofrada ya da televizyon karşısında birlikte olabilir ancak...
Ve son dönem:Artık evladını sevmeye vakti vardır, lakin seveceği evlat çoktan yuvadan uçmuştur.

Bir zamanlar cıvıl cıvıl şakıyan çocuk odasının derli toplu sessizliğine bakıp "Keşke ona daha çok vakit ayırabilseydim" diye iç geçirir.

( CAN DÜNDAR )

3 yorum:

Gelin Ayşe dedi ki...

ayyy çok etkilendim yazıdan yaa. Babamı çok seviyorum çoook.

KelebekGibi dedi ki...

Nerelerdesiniz?
Sevgiler.

Denize ve Nehire aşık dedi ki...

Yaaa uzun zamandır sesiniz soluğunuz çıkmıyor merak ettim. İyi misiniz?